1st Prize
Instead of completely changing the MELES Natural Life Corridor, it adopts understanding, being a facilitator, being a part of the place, making the environment resistant and belonging to the place. It helps to recover the web of life that disappeared with urbanization by reading the effort to find itself in the structural / natural landscapes. Likewise, it allows accepting the city and the society it established as it is and allowing its locality to grow, to reproduce by learning from itself. Instead of major interventions in the concepts of resilience and ecology, which lead to an unreal romance, the city looks at the possibilities of common life in a society-specific way and facilitates the flow.
MELES Doğal Yaşam Koridoru tümden değiştirmek yerine anlamayı, kolaylaştırıcı olmayı, yerin parçası olmayı, çevreyi dirençli kılmayı yere ait olmayı benimser. Kentleşme ile yok olan yaşam ağını, yapısal/doğal peyzajların kendini bulma çabasını okuyarak toparlanmasına aracı olur. Aynı şekilde kurduğu kenti ve toplumu olduğu haliyle kabullenmek ve yerelliğinin büyümesine, kendinden öğrenerek çoğalmasına izin verir.
Dirençlilik ve Ekoloji kavramlarına, gerçek dışı bir romantizme kapılan büyük müdahaleler yerine, kent, toplum özelinde ortak yaşam ihtimallerimizi bugüne özgü şekilde anlamaya çalışarak bakar ve akışı kolaylaştırır.
Meles bir kültür mirası. İzmir’in geçmişini, endüstrisini, çelişkilerini, hayallerini, hatalarını, geleceğe dair umutlarını taşıyan, İzmir’i İzmir yapan tüm doğal ve kültürel gerçekliğini yansıtan bir doğal ve kültürel miras. Kurduğumuz medeniyetlerin tüm niyet ve kusurlarını kesit kesit gösteren yarı ölü bir kent peyzajı.
Kanallaştırma hareketi endüstri devriminin akarsular üzerindeki en belirgin en tekrar eden mühendislik becerisi. Bu mühendislik çözümleri yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada suyun hakkını gasp etmiş, canlı varlığını yok etmiş, bağlı olduğu havza yapısını büyük ölçüde kangren etmiştir.
Doğa bilimlerinin, çevre hareketinin ve bilimin işbirliğiyle gezegenimize bakma biçimimizin pratik anlamda dönüşmeye başlaması, akarsuların canlılığını ancak 90’lardan bu yana yeniden düşünmeye başladı. Bunu takiben Tuna’dan Isar’a, Ren nehrine dek pek çok nehir uzun yıllara dayanan stratejik planlama, fonlama ve tasarım eşliğinde yarı doğal karakterlere bürünmeye başladı. Akarsu restorasyonlarının günümüzdeki çağdaş örnekleri, bugün geçirdikleri dönüşümü ve bu dönüşümün bilimsel altyapısını belli etmeyecek kadar yaşamın, doğalarının birer parçası. Meles kapsamında önerdiğimiz öğrenilmiş doğallık doğa-insan hata-telafi üzerine bugüne özgü bir denklem.
Planlama dönüşüyor. Kurduğumuz yapıları yeniden, sıfırdan ve tüm kusurları silecek şekilde baştan inşaa etmemiz koşullar sağlandığı takdirde mümkün. Ancak gerçek ihtiyacımız bu mu? Her yeniden yapılanma, her yeniden inşaa bir öncekini, eklemlenip yerleştiği dokuyu siliyor.
İnsan, doğa her koşula uyum sağlıyor. Hafıza katman katman derinleşmeye devam ediyor. Bu kentsel okumada altyapıdan, ulaşımda kanala insan tahakkümünün tüm unsurları yapılı çevremizin yaşayan bir parçası oluyor. Bu anlamda insanın gezegenine yeni bakma biçimi, tüm kusurlarını affeden, doğanın yenileme kapasitesinin insanın iznine ihtiyacı olmadığını bilen bir bilinci taşımalı. Akıllıca çözümlerin zaman, mantık, bütçe ve doğal sistemlerin işleyişini bilerek stratejik hareketlerde gizli olduğuna inanıyoruz. Mikro dönüşümden kastımız, 2020lerin gerçekliğinden İzmir’e limanıyla, otoyoluyla, kanalı ve Halkapınar gölü gibi kayıplarıyla dürüstçe bakmak. Bu anlamda kanal kesitlerinden deltaya, dönüşüm alanlarından yeniden işlevlendirmeye günümüz gerçekliği ve becerisiyle bakan çok disiplinli bir okumayı, fikir projesinin tüm esnekliğini kullanarak temellendirmek projemizin ana fikri.
Herşeyi baştan yeniden yapma, doğallaştırma gibi büyük müdahalelerle insanın gücünü başka bir cephede ortaya koyma çabası, bir asır önceki yöntemlerden farklı sayılabilir mi? Kendi sınırlarını öğrenmiş, doğayı asla kontrol edemeyeceği gerçeği bugünün en önemli bilgisi değil mi? Dirençlilik bu anlamda doğa bilimleri ve mekan pratiklerini kapsayan tüm ilgili disiplinlerin kendini ve eylemini ortaya koyduğu pratiklerin geldiği en üst seviye olamaz mı? MELES Doğal Yaşam Koridoru tümden değiştirmek yerine anlamayı, kolaylaştırıcı olmayı, Yer’in parçası olmayı, çevreyi dirençli kılmayı, kamunun ekolojik bilincini bilgiyi anlaşılır kılarak yaygınlaştırmayı benimser. Kentleşme ile yok olan yaşam ağını, yapısal/ doğal peyzajların kendini bulma çabasını okuyarak toparlanmasına aracı olur. Aynı şekilde kurduğu kenti ve toplumu olduğu haliyle kabullenmek ve yerelliğinin büyümesine, kendinden öğrenerek çoğalmasına izin verir. Dirençlilik ve Ekoloji kavramlarına, gerçek dışı bir romantizme kapılan büyük müdahaleler yerine, kent, toplum özelinde ortak yaşam ihtimallerimizi bugüne özgü şekilde anlamaya çalışarak bakar ve akışı kolaylaştırır.
Kanala alınmış yarı ölü bir dere, hala akıyor. Taşıdığı tatlı suyu, alüvyonu, algi, atığı, çırpınan su ekosistemi, katlanılmaz kokusu içerisinde akmaya devam ediyor. Yine de toprakla, yeraltı suyuyla ilişki kurmaya çalışıyor. Beton kanal üzerinde biriken sediment (tortu) adacıkları ve üzerindeki yeşeren bitki toplulukları adeta akarsuyun doğal haline dönmek için sergilediği tavrın net bir yansıması. Teknik olarak derenin kendi akış dinamiğini kanal içinde yeniden nasıl kurduğunu, kurabileceğini söylüyor.
Bu sebeple iz bıraktığı yerler, Meles’in akmak ve çoğalmak istediği noktaları ifade ediyor. Projenin temel yaklaşımı mikro müdahaleler bu noktaları merkezine alıyor, Meles için önerilen Meles Doğal Yaşam Koridoru’nu küçük ölçekli müdaheleler ile başlatmanın ilk stratejik hareketini imliyor. Hayatın gerçeği şu; büyük değişimler küçük adımlarla başlıyor. Doğal Yaşam Koridoru Meles’i bir peyzaj alt yapısı olarak yeniden canlı kılmayı, sosyal ve fiziksel olarak yaşatmayı hedefliyor. Meles Çayı’nın ekolojik karakterini anlayabilmek için yeterli sayıda kaynak olmadığı için alana dair eski tarihli haritalar, gravürler, resimler, fotoğraflar ile uydu görüntülerinden faydalanarak çayın ekolojik karakterini kavramsallaştırmayı hedefledik.
Yapılan incelemeler sonucu Meles Çayı riparian vejetasyonunun günümüzden farklı olarak ekolojik nişlere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Akarsuyun kıyıları bakıya ve su rejimine bağlı olarak servi Cupressus sp., meşe Quercus sp., kavak Populus sp. ve söğüt Salix sp. türlerine ev sahipliği yaparken Akdeniz Makiliklerinin tahrip edildiği bölgeler antropojen bozkır özellikleri taşımaktadır. Kanala alınmadan önce akarsu kıyılarından başlayan geniş taşkın düzlükleri Gaziemir-Sarnıç istikametinde ilerleyen günümüzdeki ismiyle Kahramanlar Caddesi’ne kadar uzanmaktaydı. Kanal içerisinde akmaya zorlanmadan önce Meles Çayı doğal yapısında sene içerisinde taşkınlar yaparak etrafındaki düzlüklere bereket yaymaktaydı. Meles Çayı da İç İzmir Körfezi’nde günümüzde İzmir Alsancak Limanı’nın bulunduğu bölgede deltasını yüzyıllardır taşıdığı alüvyon ile oluşturmaktaydı. Ege’nin en büyük liman kentlerinden Efes’in bu özelliğini kaybetmesi Küçük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar sonucunda liman ile deniz arasındaki bölgede oluşturduğu delta ile denizkent bağlantısını kesmesidir. Aynı durumun İzmir için yaşanmaması için önce Gediz Nehri’nin yatağı Osmanlı döneminde değiştirildi, ardına kıyı mühendisliği çözümleri ile Meles Çayı gibi Körfez’e akan akarsuların ekolojik karakterlerinin bozulması pahasına müdahaleler gerçekleştirildi.
Meles Doğal Yaşam Koridoru boyunca 11 adet tematik park alanı önerilmektedir. İzmir’in tarihine, kimliğine, içerdiği ekolojik varlığın çeşitliliğine ve yerel ihtiyaçlarına göre programlanmış olan her bir park, Sosyal, Ekolojik ve Yapısal kapsamı ile yer aldıkları mahallelerin ihtiyaçlarını karşılama ilkesini benimser.
Mikro-müdahele açıklıkları ile Meles ve yakın çevresindeki mevcut geçirimsiz yüzeylerde ve canlılar için sınır oluşturan alanlarda, ekolojik bir pencere açılır. İnfiltrasyon (geçirimlilik), erozyon, evapotranspirasyon, taşkın vb. doğal süreçleri sürdürülmesi temel hedeftir. Bu sayede derenin morfolojik yapısı ve kentsel mekânların karakterine uygun tasarım tipolojileri oluşturularak Meles’in tekrar yaşayan bir organizma olarak kentle bütünleşmesi hedeflenmektedir. Doğal Yaşam Koridoru boyunca, suyun hareketine göre yerleri belirlenmiş olan 30 adet Mikromüdahale ve oluşturduğu etki alanları, Meles Yaşayan Doğa Parkları Ağı ile birleşerek DOĞAL YAŞAM KORİDORU’nu oluşturur.
Bu alanın Paradiso Kentsel ve Ekolojik Hafıza Parkı olarak, Şirinyer’in ve Meles’in tarih ve ekoloji mirasını canlı olarak yaşatan bir açık hava müzesi olarak değerlendirilmesi önerilmektedir.
S: Levanten Kültür Mirası çalışmaları, İzmir’in su yolları ve yapıları atlası
E: Kemerlerin üzerindeki bitkilerden arındırılması Su hasadı dünü bugünü, su ve sanat, su yapıları arkeolojisi
Y: Kızılçıllu Su Kemeri restorasyonu, Şirinyer Enstitüsü,
LEYLEK (Teleferik hattı) İstasyonu Paradiso ve Şehitler Korusu’nun en temel ortak özelliği, İzmir kır-kent çeperinde relikt ekosistemleri barındırıyor olmaları. Bu özelliklerinin yanı sıra her iki odak alan Meles Çayı’nı ve çayın geniş su toplama havzasını mekânsal olarak temsil etmesi de oldukça önemli. Bir diğerden taraftan her iki alanın da doğa-kültür ekseninde de değeri tartışılmaz. Bu alanlardan Paradiso, yaklaşık 22 yüzyıllık geçmişi ile antik kentçiliğin su yönetim metotlarından biri olan su kemerlerini günümüze taşırken, belki de 21. yy.’da karşı karşıya olduğumuz küresel iklim krizine bağlı su kıtlığı sorununun azaltılması için cevapları içerisinde taşıyor. Bu bağlamdan yola çıkarak antik su hasadı ve yönetimi metotlarını modern bilim ve mühendislikle sentezleyecek kavramsal çalışmaların yapılabileceği ve sergilenebileceği Paradiso Kentsel ve Ekolojik Hafıza Parkı’nı projemize entegre ettik. Parkta ayrıca, su ve sanat, su arkeolojisi gibi suyun kültürü üzerine konular da işlenecek.
Bu alanın ekolojik koruma ve eğitim ile mesire alanı olarak kullanılmaya devam eden, aynı zamanda Paradiso Hafıza Parkı’nın bir parçasıolarak değerlendirilmesi önerilmektedir.
S: Sözlü Tarih Çalışmaları, kontrollü piknik alanı
E: Ekolojik restorasyon, yayılmacı türlerin izlenmesi, referans Ege menengiç-ahlat koruluğu, fenolojik izleme, ornitofauna çalışması, iklim değişikliği ve kentsel yeşil alanlar, İzmir kelebek çiftliği
Y: Doğa Okulu (orman kreşi), kontrollü mesire alanı,
LEYLEK (Teleferik hattı) İstasyonu 2, pazar alanı, Şehitler Korusu, kır-kent çeperinin kent merkezine daha yakın bir bölümünde bulunan relikt bir ekosistem. Geçmişte menengiç Pistacia terebinthus – meşe Quercus sp. – ahlat Pyrus sp. dominant bir Akdeniz maki ekosistemi olan alan, daha sonra peyzaj düzenleme amacıyla dikilen birçok egzotik tür sebebiyle doğal yapısından uzaklaşmış. Ayrıca mevcut durumda ciddi katı atık sorunu bulunmakta.
Projede alanın doğal yapısına dönüştürülmesi için egzotik türlerin nüfuslarının kontrolü, menengiç ve ahlatların ekolojik ve fenolojik olarak izlenmesi, alanda ornitofauna çalışması yapılması ve alanın Akdeniz maki ekosistemi konusunda farkındalık yaratmak için bir kentsel yeşil alan olarak tasarlanmasını ön gördük. Ayrıca alan içerisinde oluşturulacak bir bölümde yerel kelebek türlerinin konakçı olarak kullandığı bitkiler kullanılarak kelebeklerin alana çekilmesi sağlanacak.modern bilim ve mühendislikle sentezleyecek kavramsal çalışmaların yapılabileceği ve sergilenebileceği Paradiso Kentsel ve Ekolojik Hafıza Parkı’nı projemize entegre ettik. Parkta ayrıca, su ve sanat, su arkeolojisi gibi suyun kültürü üzerine konular da işlenecek.
Meles Arap, Manda Derelerinin birleştiği alanda önerilen Ekolojik Bilinç Parkı, günümüzde kentleşmenin yol açtığı tüm problemlere rağmen doğanın kendini nasıl var edebildiğini gösteren bu zengin ekosistemi, yaşayarak öğrenme adına yeni bir rekreasyon tanımı ile birleştirir.
S: Sulak alan, delta ekosistemi eğitimleri, Ekolojik Bilinç Merkezi
E: Ramsar Sözleşmesi’nin sulak alan tanımına uygun olarak korunmasına yönelik statü kazandırılması, ekoloji esaslı alan yönetimi (üreme dönemleri için alan yönetimi ve akustik kısıtlamalar, kontrollü kullanım)
Y: Kuş gözlem kulesi, açık otopark, yaya ve bisiklet köprüsü, deneyim rotaları, Gastronomi alanı, deniz ürünleri restoranı, İzmir Deltaları Araştırmaları Merkezi, LEYLEK (Teleferik hattı)
MİKRO-MÜDAHALE
Şiddetli yağış sonucunda oluşan akış – Akarsuda artan su seviyesi – Denize itilen tuzlu su kaması – Akarsu yüzeyinde tuzlu suyun yerine gelen tatlı su – Yan savak ile bu tatlı suyun alınması – Alınan su ile sulak alanın beslenmesi – İhtiyaç fazlası suyun tahliyesi
YAN SAVAK
Şiddetli yağışlardan sonra oluşan akış ile seviye yükselir ve tuzlu su kamasının tuzlu kısmı denize itilir. Akarsu su yüzeyinde tatlı su oluşur. Yan savak ile bu tatlı su sulak alanın beslenmesinde kullanılır.
TAHLİYE SAVAĞI
Deltanın topoğrafik haritasına ve arazinin zemin sızma kapasitesine bağlı olarak belirlenen maksimum su kotunun aşılması durumunda fazla gelen suyun tahliyesi için oluşturulmuştur.
Meles Çayı Ulusal Kentsel Tasarım Fikir Projesi Yarışması
İzmir Metropolitan Municipality
Birge Yıldırım Okta, Burak Arifoğlu, Gürkan Okta, Enise Burcu Derinboğaz, İzel Demirci, Kerem Arslanlı
Volkan Okta, Alper Derinboğaz, Osman Uzun, Oral Yağcı
2020
2020-09-23